Zorluk:
ARDS hastaları için hacimsel tedaviyi optimize etme
Kritik durumdaki hastanın hayatı, bir sonraki terapötik adım için doğru karara bağlıdır. ARDS ile bu daha da kritik hale gelir çünkü yaralanan akciğer, pulmoner ödem ile sonuçlanan artmış bir akciğer geçirgenliğine sahiptir. Uygun tedaviyi uygulamak için hastanın hemodinamik durumunun erken ve net bir resmine duyulan ihtiyaç esastır. Tedavinin hızı sonucu etkiler.
Pulmoner ödemin miktarını belirleyebilir miyiz?
Son 20 yılda, transpulmoner termodilüsyon (TPTD) tekniğinin tanıtımına ve gelişimine tanık olunmuştur. [1] Bu, ekstravasküler akciğer su indeksi (ELWI) ve pulmoner vasküler geçirgenlik indeksi (PVPI) ile pulmoner ödem miktarının belirlenmesini sağlar. PVPI, pulmoner ödemin kökeninin ayırıcı tanısını sağlar: kardiyojenik veya geçirgenlik kaynaklı. ELWI ve PVPI sıvı yükleme riskini gösteren kriterler olarak kullanılabilir. [2]
Ekstravasküler akciğer sıvısı, akciğer dokusunun ve/veya alveollerin interstisyumundaki sıvı birikmesidir. Pulmoner vasküler geçirgenlik indeksi (PVPI), alveol-kapiller bariyerin bütünlüğünün dolaylı bir yansımasıdır.
PiCCO kullanılarak yapılan akciğer suyu ölçümü, gravimetrik akciğer suyu ölçümü ve ölüm sonrası akciğer ağırlığı ile çok iyi bir korelasyon gösterir. [3], [4], [5]
Klinik sorun: Göğüs röntgenleri akciğer ödeminin düzeyini yansıtmada güvenilir değildir
Pulmoner ödemi değerlendirmek için genel klinik yaklaşım, göğüs röntgeninin değerlendirilmesidir. Göğüs röntgeni, göğüsteki kemikler, kaslar, doku katmanları, kan, kan damarları, hava, doku ödemi, plevral efüzyon ve muhtemelen akciğer ödemi gibi tüm bölümlerden etkilenen bir yoğunluk ölçümü olduğundan bu çok zordur. Bu nedenle, klinik çalışmalarda, pulmoner ödem için göğüs röntgeni değerlendirmesinin, transpulmoner termodilüsyon ile doğrudan ölçü miktarıyla karşılaştırıldığında çok yanlış olduğu gösterilmiştir. [6], [7], [8].
Kardiyojenik pulmoner ödem mi, geçirgen pulmoner ödem mi?
PVPI, alveolo-kapiller
bariyerin bütünlüğünün dolaylı bir yansımasıdır. EWLI ile Pulmoner Kan Hacmi (PBV) arasındaki ilişkiden, damarlardan çıkan sıvı hacminin damarlarda kalan sıvı hacmine oranı ile hesaplanır.[9]
Kardiyojenik pulmoner ödem
Hidrostatik basınç, intravasküler sıvının aşırı yüklenmesi sonucunda artar.
Bu, sıvıların ekstravasküler boşluğa sızmasına neden olur.
Geçirgen pulmoner ödem
Vasküler geçirgenlik, örneğin sepsis gibi bir nedene bağlı olarak oluşan inflamatuar reaksiyon sebebiyle artar. Bu, normal ila düşük intravasküler sıvı durumu
ve hidrostatik basınçta bile
intravaskülerden ekstravasküler boşluğa sıvıların, elektrolitlerin ve proteinlerin transferinde artışa yol açar.
ELWI ve PVPI'nin etkileşimi klinik fayda sağlar
ARDS gibi karmaşık sendromlarda pulmoner ödemi belirleme ve ölçme ihtiyacı sonuçları etkileyebilir. Pulmoner ödem birikimi, solunum gazı değişimini bozarak solunum sıkıntısına neden olur. ELWI ve PVPI parametreleri, hasta yatağında pulmoner ödemi hassas bir şekilde ölçmek için kullanılabilir. Ayrıca ARDS'nin şiddetinin değerlendirilmesini de sağlar.[2]
ELWI ve PVPI kullanımıyla ARDS hastası için doğru ve objektif tanılar yapılabilir. ELWI ile 10 ml/kg'ın üzerinde 3'ten fazla PVPI, artmış geçirgenlik pulmoner ödem veya ARDS'yi temsil eder.[2]
PiCCO'ya dayanan ARDS yönetimi sonuçları iyileştirir
ARDS bağlamında, çalışmalar, ELWI ölçümlerini içeren protokollere dayalı yönetimin güvenli olduğunu, daha düşük kümülatif sıvı dengesine yol açtığını, YBÜ mortalitesini iyileştirdiğini ve mekanik ventilasyon süresini, yoğun bakımda kalış süresini ve tedavi maliyetlerini azalttığını göstermektedir.[10]
ARDS hastalarında 7 gün boyunca oksijenasyonun (PaO2/FiO2) iyileşmesi, PiCCO parametrelerine dayalı hemodinamik yönetim uygulanan hastalarda anlamlı olarak daha iyidir.